13 Mart 2015 Cuma

İyi Bir Öğretmen

   "İyi bir öğretmen nasıl olmalıdır?" diye bir soru sorulduğunda birçok cevap verir, süslü püslü cümlelerle hayaller kurarız çoğu zaman. Hayal kurmak; istediğimiz, zihnimizde tasarladığımız şeye ulaşmanın en kısa ve en ulaşılabilir yoludur. Bence haksız da sayılmayız. Elimizde sınırsız bir güç varken kullanmamak niye ki? 
   Bir yerlerden başlamak gerekiyor sanırım, iyi öğretmen demiştik. Evet, öğretmende olmasını istediğimiz bütün güzel özellikleri hayalimizdeki iyi öğretmen portremizle özdeşleştiririz. Bir zamanlar bize idol olmuş öğretmenlerin iyi olarak nitelendirdiğimiz özelliklerini cımbızla çeker, iyi öğretmen portremize tık diye oturtuveririz kaçınmadan. Fakat genellikle bir şeyleri unuturuz. İyi öğretmen, hiç hata yapmayan öğretmen mi demektir? Açıkça söylemek gerekirse burada yanılıyoruz. Öğretmen de hata yapar; iyi bir öğretmen yaptığı hatayı fark eder, hatasını kabul eder ve bir daha aynı hatayı yapmamaya dikkat eder. 
   İyi bir öğretmen sınıfa girer girmez kendini belli eder aslında. Kapıdan girdiği andan itibaren varlığını hissettirir. Güler yüzüyle, öğrencileri selamlayışıyla, sözleriyle öğrencilerini sevdiğini belli eder. Öğrencilerini seven bir öğretmen mesleğini de sever ve en iyi şekilde yapmaya çalışır. Zaten her şey, bir şeyi sevmekle başlamıyor mu? Asık suratlı bir öğretmeni öğrenciler sever mi? Ee peki o öğretmenin dersini severler mi? Başarılı öğrenciler yetişir mi? Bu nedenle öğretmen ve öğrenciler arasında iletişim her zaman çok önemlidir ve ilk derse girildiği andan itibaren en iyi şekilde iletişim sağlam olmalıdır.
   Öğretmen alanına olabildiğince hakim olmalı ve güven vermelidir. Öğrencisinin sorduğu soruya cevap olarak "Bilmiyorum." demekle yetinmemeli her an kendini geliştirmeye açık tutmalıdır. Eğer cevabı bilmiyorsa araştırma yapmalı ve öğrencileriyle edindiği bilgileri paylaşmalıdır. Hangi öğrenci söylediklerinin öğretmeni tarafından umursanmadığı bir dersi sever ki?
   İyi bir öğretmenin söyledikleri ve yaptıkları birbiriyle uyumlu olmalıdır. Öğretmen bir gün başka bir şey der, diğer gün tam tersini söyler ve yaparsa öğrencilerin güvenini sarsar. Unutulmamalıdır ki iletişimde güven olmazsa olmazdır.
   Bir ders süresi boyunca sürekli dersini anlatan bir öğretmen düşünün. Öğrenciye konuşma fırsatı vermiyor. Sınıfta öğretmen egemen bir hava hakim. Öğrenciler belli bir süre dersi dinlerler mi? Peki dersi ya da öğretmeni severler mi? Mümkün değil! Öğretmen zaman  ve sınıf yönetimini öğrencilerinin aktif olacağı, onların da fikirlerini alacak bir şekilde planlamalıdır. Böylece öğrenci kendi fikirlerinin önemsendiğini hissedecek ve daha samimi bir sınıf ortamı oluşacaktır.
   Öğretmen, her öğrencisine eşit bir şekilde davranmalıdır. Öğrencilerin çeşitli özelliklerine göre onlara karşı tutumu değişmemeli, hepsini bir birey olarak kabul etmelidir.
   Öğretmenlik günümüzde hafife alınan, "Çocuğum, hiçbir şey olamazsan öğretmen bari ol." diye küçümsenen bir meslektir. Her ne kadar ciddiye alınmasa da toplumu toplum yapan bireylerin yetişmesini sağlayan tek meslektir öğretmenlik ve her zaman öyle de kalacaktır. 


Bazı kitaplar çok güzel.



Sen ne güzelsin.