14 Mart 2012 Çarşamba
Ağaç Sonradan da Eğilebilir.
Bana değer verdiğini hissettiğim her insana sorgusuz değer veriyorum, vermeye çalışıyorum en azından. Bana değer vermediğini veya beni önemsemediğini düşündüğüm bir insana ise artık kabalık yapabiliyorum. Eskiden bunu da yapamazdım. Her şeye "evet" derdim, herkese iyi davranırdım otomatik olarak. Şimdi ise hak etmeyen birine iyi davranmamaya çalışıyorum. Denedim, yapabiliyorum üstelik. Böylece gereksiz enerji sarfiyatı yapmamış oluyorum. Yıllarca bu kadar salak nasıl davrandım bilemiyorum.
4 Mart 2012 Pazar
Mesafeler Kimi Zaman İyidir
Merhaba sevgili okuyan merhaba;
Nasıl doluyum bir bilsen. Serdar
Ortaç bile dinledim sabah sabah, yine hüznüm dağılmadı. Biri çıkıp
"hööyt" dese, oturup bütün gün ağlarım.
İnsanın değer verdiği birisini
kaybetmesi ne kadar acıymış meğer. Elinden hiçbir şey gelmemesi ne kadar aciz
bir durummuş. Kendi kendime derdim hep "Ben güçlüyüm, hayatta ağlamam,
üzülmem." gibisinden şeyler. Yok, denedim, olmuyor.
Evimden uzağım, orada neler
oluyor bilmek istiyorum şu anda. Ama gidersem biliyorum ki her şey daha kötü
olacak. Uzak kalmak iyi gelebilir belki.
Durum bu işte. Sanırım anlatmak
istediklerimi de anlatamıyorum. Ve anlaşılmayı çoktan geçtim bugün. Kendimi
normal bir insan zannederdim. Ama son günlerde herkesin "akışına
bırak" dediği bir konuyu akışına bırakamadığımı gördüğümden beri anladım
ki ben fazlaca kontrol seviyorum. Siz buna ister kontrol manyağı deyin ya da ne
derseniz deyin. Duygularımı yaşayamıyorum demek yerine onları bastırmayı tercih
ediyorum şu zaman içinde. En azından bir süre, kendim için.
3 Mart 2012 Cumartesi
Her Şeyin Biraz Daha Fazlası
Birisiyle sabaha kadar oturup
muhabbet etmek istiyorum. Herhangi biri ama böyle her konuda konuşulabilecek
biri. Saçma sapan muhabbetlerime katlansın, birlikte felsefi
çıkarımlar yapalım, yorum yapsın, ben anlatayım o dinlesin, o da anlatsın ben
dinleyeyim vs. acayip istiyorum bunu. Buradan kimsesi yok tribine girmiş anlamı
da çıkarılmasın, bir sürü konuşacağım kişi var ama bilmiyorum. Böyle kendim
gibi biri olsun istiyorum, her konuyu konuşalım, yeri geldiğinde tartışalım,
gülelim. Hayattan, edebiyattan, şarkılardan, filmlerden, insanlardan, dünyadan,
ne bileyim o sırada aklımıza ne gelirse, muhabbet bizi nereye götürürse oradan
konuşalım istiyorum. Öyle bir konuşalım ki canımız sıkılsın, oflayıp
puflayalım, dakikalarca susabiliriz de hatta. Sonra uykumuz gelsin ama uyumak
istemeyelim, ağlayalım yeri geldiğinde ne bileyim.
Her neyse yine çok şey istiyorum ben.
İyi geceler.
1 Mart 2012 Perşembe
Aradığınız Kişiye Şu Anda Ulaşılamıyor.
Az önce aradı.
Telefonu açtığım gibi "Çok
özledim." dedi.
"Neyi özledin?" dedim
gayet ciddi bir şekilde.
"Birisini özledim, çok
hemde." dedi.
"Kimi özledin peki?"
dedim, saatin etkisi olacak ki denilenleri anlamıyorum.
"Seni desem, kızar
mısın?" dedi.
"Tabii ki hayır, ben de
seni özledim." dedim arkadaşça. (Gayet hissedilebilir bir ses tonuydu.)
"Ama ben seni, senin beni
özlediğin şekilde özlemiyorum." dedi. (Hönk!!!)
Anlamamazlıktan geldim en başta,
sustum.
"Öyle işte, sadece bil
istedim." dedi.
Mavi ekran verdim ve telefonu yüzüne kapattım.
Ben daha ne diyebilirim ki onca olan biten şeyden sonra.
HİÇBİR ŞEY.
HİÇBİR ŞEY.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)